Zeki Özer

Diyarbakır, tarih boyunca ilim ve irfanın, medeniyetin, İslamî değerlerin bayraktarlığını yapmış bir şehirdir. 

Bir zamanlar eğitimde örnek gösterilen bu topraklarda bugün maalesef bazı olumsuzluklarla karşı karşıyayız.

 Çocuklarımızın eğitimi ve geleceği konusunda ciddi kaygılar taşıyoruz.

Öğretmenlerimiz çocuklarımıza nasıl bir eğitim veriyor? 

Sınıflar hangi durumda? Taşımalı eğitimde ne gibi sıkıntılar var? 

Kış boyunca hangi okullara kömür dağıtıldı, hangilerine ulaştırılmadı?

 Bunları uzun süredir takip edemedik, ancak bu Ramazan ayında Diyarbakır’daki eğitim sorunlarını gündeme getirmekte kararlıyız.

Özellikle bazı eğitim sendikalarının çocuklarımızı ve aile yapımızı tehdit eden faaliyetlerde bulunduğunu üzülerek görmekteyiz. 

Toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında sunulan bazı projeler, gerçekte aile yapısını bozmayı, geleneksel değerlerimizi yok etmeyi amaçlamaktadır. 

Allah, kadını ve erkeği farklı yaratmışken, bu farklılığı yok sayarak sunulan ideolojiler, toplumsal yapımıza zarar vermektedir.

Bu noktada ebeveynlere büyük görev düşüyor. Çocuklarımız birer fidandır; nasıl yetiştirirsek, öyle büyüyeceklerdir. Onları, yanlış akımlardan ve tehditlerden korumak hepimizin sorumluluğudur. 

Biz nasıl ki yanlış yapan dernek ve kuruluşlara karşı duruyorsak, eğitim adı altında bu milletin değerlerine zarar vermek isteyenlere de karşı çıkmalıyız.

Müslümanlar uyanık olmalı! Bizler, kadim değerlerimize ve aile yapımıza sahip çıkmalıyız. 

Diyarbakır gibi İslam'ın bayraktarlığını yapmış bir kentin çocuklarını, emperyalist fikirlerin peşine takanlara teslim etmeyelim.

 Eğitimdeki sorunları çözmek, çocuklarımızı doğru bir şekilde yetiştirmek için hep birlikte mücadele edelim.