-
Prof. Dr. Naki ERDEMİR
Tarih: 16-04-2021 00:03:00
Güncelleme: 16-04-2021 00:03:00
Her şey denge ile ayakta durur, kuşun iki kanadı var dengededir, uçağın iki motoru ve kanadı var, dengededir. İnsan ve toplumun bir maddi yönü bir mana yönü vardır. İnsan beden ve ruhtan meydana gelir. İşte toplumda böyledir. Bunları birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Ayırdığınız zaman canlılık faaliyeti sona erer. Ülkeler de bir insan vücudu gibidir ve onların ordusu olur. Birisi askeri ordu biri bilim ordusudur. Biri ülkenin maddi yani fiziki gücü, biri manevi gücüdür. Maddi gücünü milli savunma temin ve tedarik eder. Manevi gücünü ise milli eğitim temin ve tedarik eder. Milli eğitimin görevi eğitim ve öğretim yapmaktır ve gelecek nesillerin eğitim ve öğretiminden sorumludur. Öğretim bilgi aktarma demektir. Bu işi kitaplarda yapar, robotlarda yapar, uzaktan dijital ortamlarda yapar. Eğitim ise eğip bükmek, şekil vermek demektir. Öğretmenin öğrenciye yaşantı, tavır, tutum, adab-ı muaşeret, kısaca hayatın her veçhesinde örnek olmasıdır.
İşte ülkenin maddi (güç) boyutunun yanında mana boyutu eksik kalırsa, o ülkenin ayağa kalması, adaletli olması, insanlarının huzur ve saadette yaşaması mümkün değildir. Bunun en çarpıcı örneğini Çanakkale zaferinde yaşadık. O dönemde lisede öğrenim gören öğrencilerde mana boyutu olmasaydı, daha bıyığı terlememiş ve çıkmamış gençler; bile bile ölümün üzerine gider miydi. Şahadet kuşları rüzgarsız havada, mermilerin uçtuğu yerde kanat çırpar mıydı.
İşte bu noktada öğretmenin görevi mana boyutunu öğrenciye kazandıracak örnekliği ortaya koymaktır. Ama ne yazık ki öğrenciye derste akıllı telefonla oynamayın diyorlar, fakat kendileri daha fazla oynuyorlar. Öğrenciye sigara içmeyin diyor, alkol kullanmayın diyorlar kendileri daha fazlasını yapıyorlar. Kız öğrencilere kot giymeyin diyorlar kendileri giyiyorlar. Şunu yapmayın, bunu yapmayın diyorlar en kötüsünü kedileri yapıyorlarsa, nasıl örnek olacaktır. (Örnek olanlar vardır fakat azdır, onlara yüce milletimin adına müteşekkirim).
Bu yaşlarda öğrenciler tam şekillenecek ve eğilip bükülecek, kişiliğinin oturacağı yaştadır. Öğretmenin bütün hal ve hareketleri öğrencinin geleceği üzerinde olumsuz etki yaparak kalıcı izli davranışlar bırakır. Bundan dolayı öğretmenlik bir sanattır, bir zanaattır, gelecek nesli örnek olarak şekillendirmektir. Öğretmen adayı liseleri açıp önce öğrencileri öğretmenliğe orada hazırlamalıyız. Arkasından Eğitim Fakültelerine seçerek almalıyız, bu şekilde öğretmen yetiştirilmelidir. Değilse bu gidişat, freni patlamış aracın uçurumdan aşağı gittiği, gibidir. Sonuç olarak ülkenin maddi ve mana yönünden gelişmesi, kalkınması, güçlü olması için, bu eğitimi kökünden kazıyıp, milli ve yerli eğitimi yerleştirmek lazımdır.
Prof. Dr. Naki ERDEMİR
Hak ve Kardeşlik Hareketi Gnl. Bşk.