içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Mardin ... Bir Tutam Mardin-2

 

Tabiatın doğal güzellikleri içinde insanı büyüleyen Zınnar Bahçeleri ve içinden eksik olmayan taş mimarînin su kültürüyle bütünleşmiş hali, Sadü'l-Mevkiî ile Firdevs Bahçeleriyle  tamamlanır, Fahriye ile Ravza Mesire alanları, Gurs'ta şelalelerin eşlik ettiği mekânlarla kemâle erer.

Arapçanın, Türkçenin, Farsçanın, Kürdçenin, Aramîcenin, konuşulduğu dil yelpazesinde kültürlerin aynı potada usul usul eridiği günlük yaşamda, "Sûk" ismi verilen çarşılarında, bedestenlerinde duygunun düşünceyle ifade hali olan kelâm, herkesin "Âhî" diye birbirini çağırdığı, yaşlıya hürmetin eksik olmadığı abbaralarda, dürüstlüğün ticarette Bağdad ile yarıştığı coğrafyada Mardin kuyumculukta, telkarîde, mimarîde, sözde, sanatta kendisini kabul ettirmiş, eserleriyle bunun tescilini gerçekleştirmiş şehirdir, aynı zamanda.

"Yola çıktım Mardin'e / Düştüm senin derdine" ile başlayan şarkıda hasretini dillendiren gencin Halime'ye tutkunluğunun, Sabiha'ya gönül bağlayan delikanlının saf ve temiz aşkının musıkîde yaşatıldığı şehirde folklorun unsurları giyimde-kuşamda oldukça zengindir.

Berrî'de mevsimin sıcaklığını keçi kılından dokunmuş çadırlarda Arab kıyafetiyle bembeyaz abalar içinde karşılayan insanı, uzayıp giden ovalarda hayvancılığa ve tarıma bağlı yaşamla şekillenmiştir, adeta.

Telkariye verilen emek ve harcanan göz nuru, mücevherata-altına gösterilen ihtimam, bakıra ustaların becerileri ile verdiği şekil, kalayla kazandırılan parlaklık, taşa verilen ruh halen dipdiriliğinden, canlılığından birşey kaybetmemiştir, Mardin'de.

 

Mimarbaşı Sarkis Lole'ye adeta teslim olan taşın sertliğini kaybederek ehlileşmesi, şehirde efsaneleşir halen. Hiçbir eğitim almamış Mimarbaşı Lole ile devam eden mimarî ustalık, nakkaşlık, bennelik, nahhatlık, Yusuf Gerzelo, Abdulcelil Kalo, Sait el-Abyad, Mimarbaşı Hanna, Cercis Sane, Abdulmesih, Abdé Velo, Şeyhmus Zeroké, Mehmed Atay ve Yusuf Kıdır olmak üzere birçok ismi günümüze taşır.

Mardin... Bir Tutam Mardin... Huzurun, sağlığın, kardeşliğin süregen olduğu, Çan ile Ezan'ın aynı mekânda, zamanda insanı ibadete çağırdığı şehir...

Mardin... Bir Tutam Mardin... Anlatılması yaşanmadığı zaman oldukça güç bir şehir. Gezmeden, dolaşmadan belirtilenlerin hayalleri süslediği lakin insanın ruhunun teskîn olmadığı şehir...

Mardin'e giderseniz gündüz dolaştığınız yerleri geceleyin seyre dalın, semadaki yıldızların ışığının aydınlığında. Geceleri mimarî şaheser konakların, köşklerin, evlerin damlarında kurulan tahtlardan, seyredin şehri ve gökyüzünü.

Daracık sokaklarında yorgunluğunuzu serin abbaralarda  bir nefes soluklanarak atın üzerinizden inişli-çıkışlı yürüyüşlerinizde. Dantele işlenen nakışların sûretinde taşlara iyice bakın ve alınterinin kutsiyetinin nakışlara canlılığını dünden bugüne nasıl getirdiğini görün.

Mardin... Bir Tutam Mardin...

Mardin, sizi güzelliklerini içinde saklayan gül bahçesi misali beklemektedir. Güzellikleri görme adına sizi davet etmektedir, lisân-ı hâl ile. Kültürüyle, folkloruyla, inanç zenginliğiyle, mimarîsiyle, zengin mutfağıyla, tarihin içinde asırlara yolculuğun merkezinde Mardin, gelen misafirlerini bekliyor.

Mardin... Bir Tutam Mardin...

..............................................

(*) Bu makale, Türkiye'de Çevre ve Şehir Dergisi'nin Şubat 2013 Tarihli 14. Sayısında yayınlanmıştır, www.cevrevesehir.com sitesinde Mardin'in güncel fotoğraflarıyla sunulmuştur.

14.03.2013

Bu yazı 2351 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum