içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

ZİKİR-2

 

Esasen bu ayetin mucibince hareket etmek Allah’ı anmak yönüyle zikir, Allah’ın emrine itaat etmek yönüyle şükürdür. ‘İyi bilin ki kalpler ancak Allah’ı zikretmekle mutmain olur. (Rad-28) Ayet-i kerimesinin hükmünce kalplerin huzur bulmasıdır.

Cemaat halinde yapılan zikir münferit ( tek başına ) yapılan zikirden eftaldir. Hacı Şaban Efendi Hz’leri sohbetlerin de: ‘Bir’e, iki’ye şeytan yaklaşır, üçe beşe yaklaşamaz.’ buyurmuştur. Nitekim Hadis-i Şerif de; ‘insanlar bir araya gelip Allah’ı zikrettikleri zaman melekler onları kuşatır, rahmet onları kaplar. Allah onları kendisine yakın kişilerden kaydeder.’ hükmü yer almaktadır. Zikrin efdali: ‘La ilahe illallah’ dır. (Hadis-i Şerif)

Yüce Allah’ın nimetlerini düşünmekte zikirdir ve en faziletli ibadetlerdendir. Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaya vesiledir. Nitekim: ‘…onlar göklerin ve yerin yaradılışı üzerinde tefekkür ederler. Rabbimiz bunları boşuna yaratmamıştır derler. Sen yücesin. Bizi ateş azabından koru. (Ali İmran-191) ayet-i kerimesi bu gerçeğin ifadesidir.

Zikirde esas zikrolunanın dışındaki bütün varlıkları unutmak, hatta yok saymak suretiyle (ışık gelince karanlığın yok olması gibi) sadece Allah’ı anmaktır. Zikrin hakikati, zikreden kimsenin zikrolunandan başkasını tamamen unutmasıdır. ‘’Kim kalbiyle ve diliyle zikre devam ederse Allah onun kalbine kendisine karşı iştiyak nuru atar.’’ demiştir. (Zünnun)

Zakir olana Allah’ın yardımı haktır. Zikreden kişi Allah’ın emanındadır. Dolayısıyla Allah, o insanı bütün varlıkların her türlü kötülüklerinden korur.

Kulun Allah’ı zikri: Kalben, sıdk ve ihlas ile Allah’ı anmak. 

Aklen, bütün nimetlerin Allaha ait olduğunu ve hiçbir şeyin boşuna yaratılmış alamayacağını bilerek ve yaratılış hikmetlerini tefekkür ederek Allah’ı anmak.

Lisanen, Allah’ın nimetlerini Allaha hamdü senada bulunarak ve dua ederek Allah’ı anmak.

Bedenen Allah yolunda cihat ederek Allah’ı anmak.

 Maddeten. Zekât ve sadaka vererek, hayır ve hasanette bulunarak Allah’ı anmak şeklinde tezahür eder.

Yüce Allah farz olan her ibadet için belli hudutlar koymuştur. Acziyet halinde de mükellefleri mazur saymıştır. Ancak zikir için bir hudut tayin etmemiştir. Bilinci açık olan hiçbir kimseyi zikrin terkinde mazeretli saymamıştır. Mükellefi bulunduğu her konumda her halde zikirle sorumlu kılmıştır.

Çünkü zikrin terki gaflettir. Gaflet ise nefse tabi olmaktır, şeytan ile dostluktur.

Zikir Allah’a ilticadır. Allah’ın emanına girmektir. Allah’ın emanına girmek emniyettir. Sonuçta her türlü kötülüklerden uzaklaşmaktır ve korunmaktır. Mevla ile huzur bulmaktır. Cennet bahçelerinde bulunmaktır.

Yüce Allah cümlemize O’nun rızasına uygun olarak zikretmeyi nasip eylesin. Amin.  

 

                                                                                                                             Halit EŞKAN                                                                                                                                                                                           

                                                                                                                    Matematik Öğretmeni

Bu yazı 759 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum