escort konya

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

DİYARBAKIR’IN FİKİR VE İLİM ÖNCÜLERİ: ÇINAR ÂLİMLERİ

Altunakar Köyü ve Şeyh Kasım Altunakar Çınara bağlı Altunakar köyü ve medresesi, aynı zamanda şeyh olan Altunakar Ailesi ile tanınmaktadır. Köyün medresesinde müderrislik yapan aile bireylerinin başında Şeyh Kasım Altunakar gelmektedir. Şeyh Abdurrahman Aktepî ile çağdaş olan Şeyh Kasım’ın yanında okuyup ondan icazetname alan âlimlerden biri de hicri 1299 yılında vefat eden Şeyh Muhammed Hazroyî’dir.

DİYARBAKIR’IN FİKİR VE İLİM ÖNCÜLERİ: ÇINAR ÂLİMLERİ

 

Babasının adı Hasan, büyükbabasının adı Sefer olan Şeyh Kasım, ilim tahsilini Muş’un bir köyünde bitirmiş ve Nakşibendî/Halidî Tarikatı üzerine Şeyh Salih Sibkî’nin yanında amel etmeye başlamıştır. Tahsilini bitirdikten sonra köyü olan Dêrşev’e döndüğünde bütün aile fertlerinin Bedirhan Bey sürgünü bağlamında sürgün edildiklerini görür. Onlara yetişme ümidiyle yola çıkar ve Diyarbakır’da onlara yetişip helallik alır. Daha sonra Aktepe köyüne giderek burada bir süre Şeyh Hasan Nuranî’nin yanında kalır ve ondan hilafetname aldıktan sonra ardından Altunakar köyüne yerleşir.

Altunakar köyünde ilim ve irşad hizmetlerinde bulunan Şeyh Kasım, eser yazacak kadar meşhur bir âlim olup zengin bir kütüphanesi de vardı. Ancak Şeyh Said Hadisesi sırasında kaybolan bu eserlerden günümüze bir şey ulaşmamıştır.

Altunakar Köyü ve Şeyh şabahaddîn Ekinci (1948-2009)

1948’de Tavik köyünde doğan Şeyh Şabahaddîn, Şeyh Kasım Kubbesi’nin bulunduğu Altunakar köyünde metfundur. Medrese ilmine Tavik köyünde baslamiştır. İlk derslerini Seyda Molla Hasan Tavikî’den almıştır. Daha sonra Derik Buxur Medresisnde Seyda Molla Abdülaziz Tanercan’dan ders aldıktan sonra sırasıyla Çınarîn Yuvacık ve Huccetî medreselerinde ilmini tamamlamıştır.

Değişik köylerde ifa ettiği imamlık ve dini hizmetlerden sonra Çınar merkez camiinde imamlık yapıp buradan emekli olmuştur. 61 yılık hayatının 50 yıldan fazlasını feqî, mela ve seyda olarak dine hizmet ederek geçirmiştir. Hayatı boyunca hiçbir insan ile kavga etmemiş vaiz ve hutbeleri korku değil, sevgi ve gönüllü dini yaşam ile alakalı olmuştur. Yüzlerce çocuk ve gencin Kur’an okuma, öğrenme ve öğretmesine vesile olmuştur. Şeyh Kasım’dan sonra ailede seyda ve molla olarak dini hizmet veren ve medrese ilmini tamamlayan son kişidir. Herhangi bir şeyhlik icazeti ve halifeliği yoktur. Seyda şeyhlikten çok ilim ile meşgul olmayı tavsiye etmiştir.

Seydam Molla Muhammed Dengnekir (ö. 1992)

Ben medreseye ilk başladığım senede “İzzî” kitabını okurken Seyda o sırada Diyarbakır’ın “Metranî” köyünde imam ve müderris idi. Ben “İzzî” kitabına onun medresesinde başladım.

“Dengnekir” (Konuşmayan, Suskun) lakabıyla meşhur olan Seyda Molla Muhammed, 1918 tarihinde Şorşib köyünde dünyaya gelmiştir.

Seyda’nın “Dengnekir” lakabıyla meşhur olmasının nedeni daha medresede iken, çok zorunlu kalmadıkça konuşmamasıydı. Zorunlu olarak konuştuğunda da çok az konuşurdu. Dersleri sadece dinleyerek alırdı.

İcazet alıp köylerde imamlık yaptığı zaman da çok az konuşurdu.

Ders verdiği zaman, dersin seyrine göre konuşurdu.

Seyda Dengnekir, medrese eğitiminin tamamına yakınını merhum Seyda Molla Yasin'den almıştır. Kendisi tıpkı Seyda Molla Şemseddin Çiçıkî, Seyda Molla Ali Çırıkî ve Seyda Molla Muhammed Saîd Taxıkî gibi, Seyda Molla Yasin'in ilk tabaka talebelerindendir. İcazetini Seyda Molla Yasin'den alan bu seydamız, aynı zamanda Seyda Molla Abdullah Qoxî'nin damadı ve Seyda Molla Muhammed Saîd Taxıkî'nin de bacanağıdır.

Seyda Dengnekır salih, muttaki, ilmiyle amil, sakin, vakur, çok mütevazi bir zat idi. Diyarbakır’ın Metranî, Derik'in Xerarê ve Bimilin Hola/Ulam gibi köylerde imamlık ve müderrislik yapmıştır. Buralarda feqî okutmuş ve icazetnameler vermiştir.

Seyda 1992 yılında Diyarbakır’ın Çermik ilçesindeki termal sıcak su tesisine gitmiş; orda tek odalı su havuzuna girerken kalbi dayanamayıp orada vefat etmiştir. Cenazesi Diyarbakır’a getirilmiş ve burada defnedilmiştir. Salih ve muttaki bir zat olarak bu seydamıza Allah’tan rahmet diliyoruz.

 Sergelya Köyü ve Seydam Molla Ali Huccetî (1934-)

NOT: ختامه مسك diyerek Mübarek Ramazan ayı boyunca tanıtmaya gayret ettiğim Diyarbakır Âlimleri serisini aynı zamanda benim de seydam olan büyük âlim ve müderris Seyda Molla Ali ile bitirmek istiyorum.

Sergelya köyü medresesi daha çok yörenin büyük âlimlerinden Seyda Molla Abdullah Qoxî ve onun talebesi olan Seyda Molla Ali Huccetî ile meşhur olmuştur. Sergelya köyünde medrese hayatımın 4 yılını kendisinden ders alarak büyük istifadelerde bulunduğum Seydam Molla Ali, 1934 yılında Çınar’a bağlı Hüccetî (Başaklı) köyünde dünyaya gelmiştir. Babasının adı Molla Ahmed, annesinin adı Abide ’dır. Medrese eğitimine babasının yanında başlayan Seydamız, daha sonra şu âlimlerden ders almış ve icazetini Seyda Molla Abdullah Qoxî’den almıştır:

1)Seyda Molla Abdüssamed Cilînî,

2)Seyda Molla Muhammed Emin Er,

3)Seyda Molla Muhammed Arabkendî,

4)Seyda Molla Abdullah Qoxî.

BİR ANEKDOT: Seydamız icazet aldıktan sonra o sırlarda Diyarbakır’da müftü olan Molla Salih Tanrıverdi onu müftülüğe davet eder ve bu sırada onun ilmî seviyesini anlamak için kendisine bir ibare okutur. Seydamız bu ibareyi doğru bir şekilde anlam verince müftü onu takdir eder ve imamlık-müderrislik yapabileceğini söyler.

Seydamız, aşağıda belirtilen yerlerde müderrislik yapmıştır:

1)Diyarbakır merkeze bağlı Hacıîs köyü,

2)Lice’ye bağlı Şaklat köyü (4 yıl)

3)Çınar’a bağlı kendi köyü Hüccetî (2 yıl)

4)Çınar’a bağlı Sergelya köyü (18 yıl)

5)Diyarbakır merkeze bağlı Gözeli köyü (1 yıl),

6)Diyarbakır merkeze bağlı Mermer köyü (1 yıl),

7)Kızıltepe’ye bağlı Birêmîyê köyü (11 yıl).

BİR ANEKDOT: Seyda imamlık ve müderrislik yaptığı Birêmîyê köyüne ilk görüşmeler için gidip köy büyüğü olan rahmetli Hacı Şakir ile şartlarını konuşurken Hacı Şakir’e başta talebe okutmak olmak üzere bazı şartlarını söyleyince Hacı Şakir şöyle demiştir: “Seyda! Şimdiye kadarki imamlarımı alırken köyün ağası olarak hep ben onlara şartlarımı söylemişimdir. Bana kendi şartlarını söyleyen ilk seyda sizsiniz”. Seyda ona başta feqî okutmak üzere zengin-fakir ayrımı yapmayacağını, köyde menhiyata izin verilmeyeceği, gereksiz yere köy ağasının odasına gitmeyeceği fakat kendi odasının her kese açık olacağı gibi şartlar ileri sürmüş ve Hacı Şakir’e bunları kabul ettirmeyi başarmıştır. Çünkü seydamız gerçekten kendisine has güzel prensipleri olan ve bu prensiplerden ödün vermeyen bir şahsiyete sahiptir. 

Seydamızın dikkat çekici müderrislik yönlerinden önemli bir tanesi, ders verirken çok sabırlı olması, tane tane anlatması, talebe dersi kavramadan dersi bitirmemesi ve sorulara açık olmasıdır. Onun bu ders stiline alışan talebeler, başka medreselere gittiklerinde uyum sağlamada zorlanır ve tekrar geri dönmenin yollarını arardılar ki onlardan biri de bendim.

Seydamız, bid’at ve hurafelerden uzak bir tasavvuf ve tarikat anlayışına karşı olmamakla beraber, tarikatın zaman alıcı adabıyla uğraşmasının kendisini çok sevdiği ilim, medrese ve talebelerinden uzaklaştıracağı endişesiyle kendisini tarikattan çok ilim ve tedrisata adamıştır.  Bundan dolayıdır ki bazı mürşid zatların kendilerine halife olması yönünde yaptıkları teklifleri nazik bir dille hep reddetmiştir.

Seydamızın başardığı zor işlerden biri de çocuklarının da kendisi gibi âlim olarak yetişmelerini sağlamak olmuştur. Hepsi olmasa da erkek çocuklarının büyüğü olan Molla Âdem ve Molla Muhammed Zakir babalarının yolunda imamlık ve müderrislik yapmaktadır. Seydamız 11 yıl müderrislik yaptığı Birêmîyê köyünden ayrıldıktan sonra yerine müderris olarak oğlu Molla Zakir bu hizmeti aynı köyde devam ettirmektedir. Seydamızın müderrislik yaptığı ikinci yer ve benim de doğduğum köy olan Şaklat’ta beraber ilkokul okuduğumuz oğlu Molla Âdem iyi bir âlim olup, kendi çocuklarını da ilim yolunda yetiştirmeye devam etmektedir. Seydamızın başka bir oğlu olan Molla Muhammed de medrese tahsilini görmüş ve her yıl medreselerle ilgili düzenli olarak yapılan çeşitli program ve etkinliklerde aktif rol almaktadır. Oğullarından Molla Zeki ise medrese tahsilini görmüş, fakat şimdilik basın işleriyle iştigal etmektedir.

Eserleri: Yaklaşık 40-50 yılını ilme ve talebe yetiştirmeye adamış olan seydamız, her gün sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine kadar zamanını hep ders vermekle geçirdiği için eser yazma zamanı bulamamıştır.

1)Basılmamış Hâşiyeleri: Seyda Molla Ali okutmakta olduğu bütün ders kitaplarının özellikle anlaşılması zor ve izaha muhtaç olan ibare ve ifadeleri üzerine açıklayıcı hâşiyeler yazmıştır. Bu hâşiyeler düzenli bir şekilde bir araya getirilip her kitap için ayrı bir risale halinde bastırılırsa, medrese talebeleri için çok yararlı bir eser ortaya çıkacaktır. Zira şimdi bile medrese sıra ders kitaplarında zor bir ibareyle karşılaştığımız zaman gözümüz hemen seydamızın bu hâşiyelerini aramaktadır.

2)Basılmamış Fetvaları: Seydamız tarafından derlenen fakat henüz basılmayan çok sayıda fetva bulunmaktadır. Nitekim seyda, Arabî ve genel İslamî ilimlerdeki üstün seviyesinin yanında çok engin bir fıkhî birikime de sahiptir. İşte bu fıkhî birikimini muhtelif alanlarda çok ihtiyaç duyulan fetvaları bir araya getirmekle taçlandırmıştır.  

BİR ANEKDOT: Seyda benim doğduğum köy olan Şaklat’ta imamlık ve müderrislik yaparken köylüler ona bir meselede fetva sorarlar ve seydamız fetvayı gerektiği şekilde söyler. Köylüler, “ama Şeyh İsmetullah öyle demiyor” deyince Seyda şöyle der: “Ben, Şeyh İsmetullah’ın size ne dediğini bilmiyorum ama kitap benim dediğim gibi yazıyor”. Köylüler durumu Şeyh İsmetullah’a bildiriyorlar. Birgün Şeyh İsmetullah köyde birine misafir olur ve beraberindekilerle beraber seydamızı ziyaret ederler. Fakat fetva meselesini açmazlar. 

Feqîlere ders verirken genelde “de ka bêje xortê Kurmanca” diye hitap ederek derse başlayan seydamız şimdiye kadar yüzlerce talebe yetiştirmiştir. İlki 1970 yılında Sergelya’da verdiği icazetname olmak üzere çok sayıda icazetname de veren seydamız halen hayattadır ve ilerlemiş yaşına rağmen Diyarbakır merkezde fırsat buldukça talebe okutmaya devam etmektedir. Ara sıra kendilerini ziyaretine gidiyorum. Allah daha verimli hizmetler yolunda kendisine uzun ömürler versin. Amin…

Tarih: 09-04-2024

FACEBOOK YORUM
Yorum